2886 Sayılı Kanun Kapsamında İta Amirinin İhaleyi İptal Etmekte ki Yetkisi Hakkında Danıştay 13. Dairesinin 29.6.2022 tarih ve E:2022/2658, K:2022/2930 sayılı kararında, ihaleyi onaylamama işleminin idari davaya konu edilmesi hâlinde gerek davalı idarenin mahkemeye yapacağı açıklamalar ve sunduğu belgeler ve gerekse mahkemece re’sen yapılacak araştırma sonucunda elde edilen bulgular, işlemde kamu yararına aykırılık bulunmadığını ortaya koyar nitelikte ise, idarece somut belge sunulmadığından bahisle ihaleyi onaylamama işleminin yargı yerince iptal edilmemesi gerektiğine karar verilmiş olup, karar şu şekildedir;
İLGİLİ MEVZUAT
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun “İlkeler” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında, “Bu Kanunun yürütülmesinde, ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ve ihalede açıklık ve rekabetin sağlanması esastır.”; “İhale yetkilisi” başlıklı 3. maddesinde, “Bu Kanunda yazılı işleri yaptırmaya ve ihaleye, idarelerin ita amirleri yetkilidir.”; “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinde, “Bu Kanunun uygulanmasında: … Tahmin edilen bedel: İhale konusu olan işlerin tahmin edilen bedelini ve yapım işlerinde keşif bedelini; Uygun bedel: Artırmalarda, tahmin edilen bedelden aşağı olmamak üzere, teklif edilen bedellerin en yükseğini; eksiltmelerde tahmin edilen bedeli geçmemek üzere, teklif edilen bedellerin tercihe layık görülenini, bedel tahmini yapılamayan ihalelerde teklif edilen bedellerin uygun görülenini, … ifade eder.”; “Tahmin edilen bedelin tespiti” başlıklı 9. maddesinde, “Tahmin edilen bedel, idarelerce tespit edilir veya ettirilir. İşin özelliğine göre gerektiğinde bu bedel veya bu bedelin hesabında kullanılacak fiyatlar belediye, ticaret odası, sanayi odası, borsa gibi kuruluşlardan veya bilirkişilerden soruşturulur. Tahmin edilen bedel, bunun dayanaklarının da eklendiği bir hesap tutanağında gösterilir ve asıl evrak arasında saklanır. Bu bedel gerektiğinde ihale komisyonlarınca tahkik ettirilir. Ancak, yapım işlerinde bu işler için kanunların verdiği yetkiye dayanılarak ilgili dairelerce tespit edilmiş birim fiyatları varsa, bunlar uygulanır.”; “Uygun bedelin tespiti” başlıklı 28. maddesinde, “Artırmalarda uygun bedel; tahmin edilen bedelden aşağı olmamak üzere teklif edilen bedellerin en yükseğidir. …Tercih gerekçeleri kararlarda belirtilir. …”; “İhale kararlarının onayı veya iptal edilmesi” başlıklı 31. maddesinde ise “İhale komisyonları tarafından alınan ihale kararları, ita amirlerince karar tarihinden itibaren en geç 15 iş günü içinde onaylanır veya iptal edilir. İta amirince karar iptal edilirse ihale hükümsüz sayılır.” hükümleri yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME
İdare, 2886 sayılı Kanun’da yer alan ihalede açıklık, rekabetin sağlanması ve kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması ilkelerine göre ihaleyi gerçekleştirmek zorundadır. Yeterli rekabetin sağlanamaması hâlinde ihalenin ana amacının gerçekleşemeyeceği ve dolayısıyla ihaleden beklenen faydanın sağlanamayacağı açıktır.
2886 sayılı Kanun’un 31. maddesi ile, itâ âmirlerine 15 gün içinde ihaleyi onaylama ya da onaylamayarak iptal etme konusunda tanınan yetki, ihale işlemlerinin sadece mevzuata uygunluğunu denetlemeye yönelik olmayıp, aynı zamanda ihale konusu işin özelliklerini, benzer işlere ilişkin diğer ihalelerin sonuçlarını ve ihalede oluşan fiyatın piyasa şartlarına uygun olup olmadığını en iyi bilebilecek durumda bulunması nedeniyle itâ âmirinin yerindelik denetimi yaparak Hazine menfaatini koruması amacıyla düzenlenmiştir. Nitekim, ihaleye katılanlar arasında yapılan anlaşmalar veya bazı katılımcıların ihaleden çekilmeye zorlanmaları veya belli paylar karşılığında piyasa şartlarına uygun olmayan teklifler vermeye ikna edilmeleri yoluyla kamu kaynaklarının haksız biçimde özel kişi veya kuruluşlara aktarılması şeklinde gelişen olaylara ülkemizde rastlandığı bilinen bir husustur. Bütün bu gerçekleri göz önünde tutan kanun koyucu, son kez genel bir değerlendirme yaparak adeta bir sigorta işlevi görmek ve Hazine menfaatini kollamak üzere itâ âmirine sözü edilen yetkiyi tanımıştır.
Bu itibarla, hem hukuka uygunluk hem de yerindelik denetimi yapan itâ âmiri tarafından bu konuda alınan idari kararın yargısal denetiminin de özellik arz edeceği açıktır. Başka bir anlatımla, 2886 sayılı Kanun’un 31. maddesi ile itâ âmirine ihale komisyonu kararlarını onaylama zorunluluğu getirilmemesi nedeniyle, anılan madde ile itâ âmirine tanınan yetkinin ihaleyi onaylamama yönünde kullanılması hâlinde, bu yetkinin kamu yararına kullanıldığının ispatı bakımından, itâ âmirince hukuken kesin delil niteliği taşıyan belgelere dayanılması gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır. Bu nedenle, ihaleyi onaylamama işleminin idari davaya konu edilmesi hâlinde gerek davalı idarenin mahkemeye yapacağı açıklamalar ve sunduğu belgeler ve gerekse mahkemece re’sen yapılacak araştırma sonucunda elde edilen bulgular, işlemde kamu yararına aykırılık bulunmadığını ortaya koyar nitelikte ise, idarece somut belge sunulmadığından bahisle ihaleyi onaylamama işleminin yargı yerince iptal edilmemesi gerekir.
Davalı idarece dava konusu taşınmaz ile aynı tarihte ihalesi yapılan … Mahallesi … adada yer alan …, … ve … sayılı parsellere ilişkin ihalelerin de ita amirince iptali üzerine açılan davalarda verilen kararların temyizine ilişkin Dairemizin E:2022/1708, E:2022/1481 ve E:2022/1958 sayılı dosyaları kapsamında yapılan ara kararlar ile davalıdan, “1) Davacının iddiaları kapsamında, dava konusu taşınmazla eş zamanlı ihale edilen … Mahallesi, … adadaki taşınmazların satışına ilişkin ihalelerin onaylanmasının ayrıntılı gerekçelerinin sorulmasına; 2) … savunma dilekçesinde yer verilen “… 94 ada üzerindeki parsellerin bütünlüğünün bozulmaması adına ihale onaylanmamıştır.” şeklindeki savunmada ifade edilen “parsellerin bütünlüğü”nden kastın ne olduğunun sorulmasına,” karar verilmiştir.
Davalı idarece ara kararlara verilen cevapta, 1. hususa ilişkin olarak, “… adadaki taşınmazların ihalesi, taşınmazların rayiç değerlerine ulaştığı için onaylanmasına karar verilmiştir. Ancak … adadaki taşınmazlar rayiç değerlerinin çok altında kalmıştır.”; 2. hususa ilişkin olarak “… adada 4 adet parsel bulunmakta olup diğer parsellerin ihalesinin onaylanıp sadece dava konusu … parsel sayılı taşınmazın ihalesinin iptal edilmesi hakkaniyete uygun olmayacağından ve diğer 3 adet parsel ile dava konusu … parselin m² değerlerinin rayiç bedellerin altında kalması nedeniyle tamamının ihalesi iptal edilmiştir.” şeklinde açıklama yapılmıştır.
Dairemizce yapılan ara kararları uyarınca davalı idare tarafından dava dosyalarına sunulan bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; aynı karar kapsamında ayrı ayrı ihalesi yapılan İskele Mahallesi … adada yer alan …, …, … ve … sayılı parseller ile İskele Mahallesi … adada yer alan …, …, … ve … sayılı parsellerde bulunan arsa nitelikli taşınmazlar arasında herhangi bir farklılık öngörülmeksizin tahmini metrekare bedellerinin 3.000-TL olarak belirlendiği; işbu dava konusu … ada, … sayılı parselin metrekaresi 4.065-TL’den, aynı adada bulunan … sayılı parselin metrekaresi 3.405-TL’den, … sayılı parselin metrekaresi 6.071-TL’den, … sayılı parselin ise metrekaresi 4.415-TL’den; … adada bulunan … sayılı parselin metrekaresi 4.324-TL’den, … sayılı parselin metrekaresi 4.149-TL’den, … sayılı parselin metrekaresi 4.455-TL’den, … sayılı parselin metrekaresi 5.343-TL’den ihale edildiği, dava konusu taşınmazın aynı parselde bulunan diğer taşınmazlardan daha farklı nitelikte olduğu yönünde bir iddia ya da somut bir veri olmadığı, ancak söz konusu taşınmazın aynı kapsamda ihale edilen aynı nitelikli taşınmazlardan daha düşük bedelle ihale edildiği görülmüştür.
Bu durumda, dava konusu parsele ilişkin olarak ihalede teklif edilen m² bedelinin rayiç bedellerin ve ihale edilen diğer taşınmazların bedellerinin altında kaldığının itâ âmirince anlaşıldığı, kamu yararı dışında subjektif nedenlerle hareket edildiğinin de davacı tarafından ortaya konulamadığı, bu hâliyle ihaleden beklenen kamu yararının gerçekleşmediği anlaşıldığından, takdir yetkisinin ihalenin iptal edilmesi yolunda kullanılmasında kamu yararına ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, dava konusu işlemde hukuka aykırılık, işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararında ise hukukî isabet bulunmamaktadır.”
Sonuç
İhale süreçlerinin her aşamasında profesyonel bir desteğe ihtiyaç duyulur. İhale avukatı, karmaşık hukuki süreçlerde yanınızda olarak en doğru adımları atmanıza yardımcı olur.
Leave a Reply