Amortisman Süresinin Nasıl Hesaplanması Gerektiği Hakkında Kamu İhale Kurulu’nun 25.09.2024 tarih ve 2024/UH.I-1198 sayılı kararında;
“İdari Şartname’nin “Fiyat farkı” başlıklı 46’ncı maddesinde; a1, a2, b1 ve b2 katsayılarına yer verilmediği, b3 (Malzeme veya diğer hizmetlerin ağırlık oranı) katsayısının 0,347, c (Makine ve ekipmanın amortismanına ilişkin ağırlık oranı) katsayısının ise 0,653 olarak, söz konusu katsayıların toplamının bire eşit olacak şekilde belirlendiği görülmüştür.
Öte yandan Vergi Usul Kanunu’nda, amortisman süresinin kıymetlerin aktife girdiği yıldan itibaren başlayacağı, bu sürenin yıl olarak hesaplanması için 1 rakamının mükellefçe uygulanan nispete bölüneceği, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobiller için kıst amortisman ayıramayacağı, mükelleflerin Hazine ve Maliye Bakanlığının iktisadi kıymetler için tespit ve ilan ettiği faydalı ömürlerden kısa olmamak üzere amortisman süresini, her yıl için aynı nispet olmak kaydıyla, belirlemekte serbest olduğu, bu sürenin Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen sürenin iki katını ve elli yılı aşamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu bağlamda amortisman süresinin kıymetlerin aktife girdiği tarihten itibaren başlayacağı dikkate alındığında, işletmenin aktifindeki araçların amortismanın; araçların model yılına/yaşına göre değil, işletmenin aktifine girdiği tarih ve faydalı ömürleri esas alınarak ayrılacağı anlaşılmıştır. Ayrıca mükelleflerin Hazine ve Maliye Bakanlığının iktisadi kıymetler için tespit ve ilan ettiği faydalı ömürlerden kısa olmamak üzere (Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen sürenin iki katını ve elli yılı aşamayacak şekilde) amortisman süresini, her yıl için aynı nispet olmak kaydıyla, belirlemekte serbest olduğu göz önünde bulundurulduğunda, mükellefler tarafından Kanun’un belirlediği ölçülerde amortisman ayrılacak kıymetlerin yaşına bağlı olmaksızın faydalanma sürelerini artırmakta serbest olduğu anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda işletmenin aktifindeki araçlar için amortisman ayrılması sürecinde araçların aktife girdiği tarih ile amortisman sürelerinin önem arz ettiği, dolayısıyla amortisman ayrılacak araçların model yılına/yaşına bağlı olarak bir belirleme yapılmasının mümkün olmadığı anlaşılmıştır.
Yapılan inceleme neticesinde; ihalede fiyat farkı verileceğinin öngörülmesi durumunda, ihale dokümanında bu hususa ilişkin düzenlemeye yer verilmesi ve fiyat farkı hesabında anılan Esaslar’da belirtilen formülün kullanılması gerektiği, ihale konusu işin kapsam ve niteliği dikkate alınarak bu formülde kullanılacak bileşenlerden hangilerine fiyat farkı verileceği konusunda idarelerin takdir yetkisinin bulunduğu,
Aktarılan Tebliğ’in 81’nci maddesinde, araç/iş makinesi kiralama hizmet alımı ihalelerinde araç/iş makinelerinin yaşına ve işin süresine bağlı olarak amortisman (c) girdilerinin asli unsur olarak belirleneceği ve asli unsur olarak belirlenmeyen bakım onarım, yedek parça, kasko ve sigorta gibi tali girdilerin tamamının (b3) kapsamında olduğunun kabul edileceğinin açıklandığı, idare tarafından b3 ve c katsayısına ilişkin düzenleme yapıldığı anlaşılmaktadır.
İhale dokümanında çalıştırılacak araçlara ilişkin olarak, işe başlatılan binek araç, kamyonet ve minibüs türü araçların 7 yaşını diğer türlerdeki araçların ise 12 yaşını doldurmamış olması gerektiği düzenlendiğinden, istekliler tarafından bu şartlara uygun olacak araçlar kullanılabileceği gibi yeni araçların kullanılması da mümkün bulunmaktadır.
İddia konusu düzenlemenin ihale konusu işte her halükarda amortisman süresini doldurmuş araç kullanılması gerektiğine ilişkin olmadığı, isteklilerin sahip oldukları araç envanterine göre tekliflerini hazırladıkları, vergi mevzuatı hükümleri kapsamında, amortisman süresi biten araçlar için amortisman bedeli öngörülmese de, bu araçların ihale konusu işte kullanılabilir nitelikte olması nedeniyle yükleniciye bir maliyet oluşturduğu, fiyat farkı hesabı ile sözleşme süresi boyunca yüklenicinin maliyetinin bir kısmının karşılanmasının öngörülerek ihale tarihi itibariyle gerçekçi teklif verilmesinin amaçlandığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, ihale dokümanında yer alan fiyat farkına ilişkin düzenlemelerin ihale mevzuatına aykırılık teşkil etmediği ve başvuru sahibinin iddiasının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.”
Sonuç
İhale süreçlerinde yaşanan hukuki uyuşmazlıklar, profesyonel bir rehberliğin önemini bir kez daha ortaya koyar. Bu noktada, deneyimli bir ihale avukatı, hukuki sürecin her aşamasında güvenilir bir yol arkadaşı olacaktır.
Leave a Reply